12 Aralık 2023

Bir Fotoğrafın Rüyası



Herkese selamlar. Ben 2016-2017’de takip edenlerin Sad God, 2018 ve sonrasında takip edenlerin Lohengramm olarak tanıdığı SAD SCANS’in kurucu üyesi ve baş çevirmeniyim. Agalarla bir gece Discord’ta otururken eski Sad Scans sitesini gezip nostalji yaşamaya başladık ve bu güncel yazma kültürünü ne kadar özlediğimizi fark ettik. Bu hayatta değişmeyen yalnızca iki şey olduğunu ve bunların “bouya ile olan dostluğumuz” ile “gazla çalışmamız” olduğunu hatırlayıp gecenin köründe, ertesi gün işimiz gücümüz olmasına rağmen güncel yazısı yazmaya karar verdik.


2016 yılının Şubat ayında, şimdilerde sizin TYT-AYT olarak bildiğiniz zamanın YGS-LYS sınavına çalışan bir lise son öğrencisi olarak tanıştığım bouya ile kurduğumuz Sad Scans’ten 2020 yılında üniversitenin İngilizce Öğretmenliği bölümünden mezun olmak üzereyken ayrılıp kendimi KPSS çalışmaya vermiştim. Sonrasında pandemi, kalp kırıklıkları, gelecek kaygıları, işsizlik derken manga ortamından uzunca bir süre ayrı kaldım.


Şu anda artık büyük adam işine sahip, 20’li yaşlarının ikinci yarısına girmek üzere olan yetişkin bir birey olarak manga çeviri işleriyle yalnızca bir-iki seri üzerinde uğraşıyorum ve bunlar da genellikle yemeğim pişene kadar çevirdiğim Sakamoto Days ve 150 küsür bölümünü çevirmeme rağmen anten kafalı Darknorth’un asla editlemediği Blue Lock. Manga çevirisiyle olan ilişkim haftada yalnızca 10-15 dakikalık kısa bir uğraştan ibaret. 


Her ne kadar artık manga çevirisiyle pek fazla uğraşmasam da Sad Scans’te edindiğim çok değerli insanlarla olan dostluğum hâlen devam ediyor. 1+1 evimde yaşadığım yapayalnız hayatımda kafamdaki seslerle okey dönmekten beni alıkoyan yegâne insanlar çok sevdiğim, kardeşim dediğim bu kişiler. İşsiz üniversiteli fuckboy Darknorth dışında artık hepimiz para kazanmaya odaklanmış ve manga çevirisine ayıracak vakit bulamıyor olsak da arkadaşlığımız hâlen devam ediyor. Darknorth’un da mezun olmasına az kaldı zaten o da kapitalizm köleliğine bir başlasın bu sitede artık bölüm görmezsiniz gibi. Kendisi scanlation’a karşı olan bu hevesi ve aşkından ötürü büyük bir alkışı hak ediyor bence.


Henüz 17-18 yaşındaki liseli çocuklarken yazdıklarımıza dönüp baktığımda içim gıcıklanıyor, gözlerimi ekrandan çekmek istiyorum ve kalbim sıkışıyor. Aradan neredeyse 8 yıl gibi uzun bir süre geçti ve biz bu esnada hem liseyi hem üniversiteyi bitirdik hem de zorlu sınavlar verip kendi hayatlarımızı kurmaya başladık. Aramızda askere gidecekler, evliliği düşünenler var. Sivilceli ergenlerken artık sivilceli ergenlere yön veren, hayatının potansiyelini ortaya çıkarmış, hayat denilen bu büyük bilinmezin içinde yolunu aşağı yukarı çizmiş ve tüm potansiyeliyle yaşamaya başlayabilmiş insanlara dönüştük.


Yıllarca manga çevirisinden ve Sad Scans’ten uzak kaldığım için hakkında konuşabileceğim anlamlı bir konu olabileceğini düşünmüyorum. Şu ana kadar yaptığım tek şey de bazen güzel bazen cringe gelen anılarımıza bakıp nostalji kartını oynamaktı. Ancak emin olarak diyebileceğim bir şey varsa o da şudur ki Sad Scans her zaman bizim hayatımızın büyük bir parçası oldu. Bazılarımızın *öhö öhö bouya’nın* sevgilisi bulmasına, bazılarımızın meslek, bazılarımızın belki de ömrü boyunca koruyacağı dostluklar kazanmasına sebep oldu. Ve kendi aramızda kurduğumuz bu güzel ortamın yeşerip büyümesini, aramıza harika insanların katılmasını, muazzam dostluklar edinmemizi sağlayan tek şey siz okuyucularımızın desteğiydi. O yüzden bu yazıda söyleyebileceğim en anlamlı ve en önemli şey ister 8 saattir ister 8 yıldır okuyucumuz olan herkese tüm içtenliğimle teşekkür ettiğimdir.

---------------------

Selam dostlar ben sadeditor2001, bouya ya da hangi nickle biliyorsanız o. SADSCANS’I kurduk, sektörü geliştirdik, Türkiye’de scanlationu ileriye taşıdık falan filan zaten biliyorsunuz anlatmaya gerek yok. Lohen’in dediği gibi agalarla muhabbet ederken eski yazıları okuyorduk ve bir anda gaza gelip bi tane yazı patlatalım dedik. Genelde blog yazısı yazdığımız zaman birilerine sallayıp drama çıkarırdık ama artık öyle bir şey de kalmadı. Bu biraz üzücü…


Scanlation yapmaya başladığımda 8. sınıfa gidiyordum, şu anda 25 yaşında koskoca adam oldum. 9 yıllık süreçte geri dönüp baktığımda mutlu anılardan başka bir şey göremiyorum. SADSCANS’i kurarken ikimizin de motivasyonu yapabileceğimiz en iyi işi yapıp Türkiye scanlationunu değiştirmekti, bunu da başardığımızı düşünüyorum genel olarak.


Yıllar boyu SADSCANS sayesinde çok iyi insanlarla tanıştım. Can dostumu burada buldum, en yakın arkadaşlarımı bu grup sayesinde edindim, birçok güzel anı bu insanlarla yaşadım. Aslında SADSCANS için düşündüğüm şey de tam olarak buydu. Zaten iş olarak en iyi işi biz yapıyoruz, bu grubun amacı daha çok güzel insanları bir arada toplamaktı. Seri Manga’ya kadar sadece gruba 2 kişi almamızın sebebi de buydu biraz ve ondan sonraki süreçte de ekibi fazla şişirmememizin sebebi de. SADSCANS’e hâlâ hayvan gibi başvuru geliyor ama ayda yılda bir kişiyi falan alıyoruz. Gerçi artık onu da yapmıyoruz, ben Lohen’in aksine tamamen elimi ayağımı çektim scanlationdan...


Artık scanlation’ın bir tadının kalmadığını hissediyorum globalde dahil. Eskiden bir tane büyük site olurdu, her grubun kendi blogu olurdu ve orada güncel paylaşırdı. Grupları tanırdın, onları anlardın, hayranı olurdun ya da onlar gibi olmak isterdin. Eğer scanlation yapıyorsan gruplarla atışırdın, kavga ederdin, arkadaş olurdun ya da beraber çalışırdın ve bu gercekten çok keyifliydi amk. Artık bunların yerini hırsız siteler aldı. Milletin saatler harcayıp emek verdiği bölümleri tek tıkla indirip sitesine yükleyip onlardan daha çok okunan siteler. Yorumlarda seriyi yapan grup yerine hırsız sitelere teşekkür eden okuyucular vs… Ne bileyim canımı sıkıyor bu durum çünkü biz de yaşadık aynısını. Scanlation’ın ruhunu sömürdüler ve geriye bomboş, boktan bir şeyler bıraktılar.


Ben scanlation yaptığım süre boyunca hep kendimi geliştirmek ve daha iyi olmak istedim, SADSCANS’i de bu yönde şekillendirmeye çalıştım. Her zaman bir işi yapıyorsan en iyi şekilde yapman gerek diye düşünmüştüm ve eğer SADSCANS’ten geriye bir miras kalacaksa böyle hatırlanmasını isterim. Umarım başarmışızdır…


Eğer SADSCANS’i daha önceden takip etmiyorduysanız ve şu anda bunu okuyup “bunlar kim amk karakuzey nerede” diyorsanız, size de hak veriyorum dostlarım diyecek bir şey yok… Ona da yaz dedik ama yazmadı mınık gotlu utangac erkek orospusu.


2016’nın yazında Facebook messengerdan iki tane ergenin büyük hayallerle kurduğu SADSCANS’in bu kadar büyük bir şey olması hoşuma gidiyor ne diyeyim… Eğer bizi yıllardır takip edip bizimle güldüyseniz, eğlendiyseniz, yaptığımız bölümleri okuduysanız teşekkür ederim.


Hepinizin gözlerinden öpüyorum ve sizi çok seviyorum…

Bir dahaki sefere kadar...

Hadieyw...


Ve ben gözümle görmeden inandım her defa
Çünkü benim esaretim bu gölge kuyularında
Zaptı zor rüya bir defaya mahsus olsa
Acep çıkar gelir misin tam ortasında?